Hamileyim... Babasından kime ne!

Şimdi size bir havadis veriyorum.
Hamileyim!
Ve mutluluktan uçuyorum...
O kadar muazzam bir duygu ki bu tarif edemiyorum.
Babasının kim olduğuyla ilgili soruları duyar gibi oluyorum. Durun bir dakika; anlatacağım...

Üzülerek belirtmeliyim ki babasının kim olduğunu bilmiyorum. Epeydir sağlık sorunları yaşıyordum. Doktorum bir-iki sene içinde çocuk sahibi olamazsam, olabilmemin tarih olacağını söylüyordu.
Baktım hayatımda bunu yapabileceğim biri yok! Hayat bu. Kiminin karşısına çıkarır, kiminin çıkarmaz, belli mi olur?
Ben de gittim sperm bankasına, hamile kaldım!
İlk başta biraz korktum ama şimdi iyiyim. Üç-beş aya kalmaz nur topu gibi bir oğlan doğuracağım!
Fakat o da ne? 'Türk soyunu korumak' adı altında bir kanun mu çıkmış ne! Sözüm ona bu şekilde saf bir Türk halkı elde edilebilinecekmiş.
Yahu bu Hitler'in rüyası değil miydi? Saf bir Alman ırkı yaratmak... Bu uğurda binlerce insanı küçücük gaz odalarında öldürmemiş miydi?
E, peki biri bana söylesin o zaman? Bu devirde, bu nasıl bir mantıktır ve nasıl bir algıdır?
Bu nasıl bir faşist yaklaşımdır!
Türk ırkını korumak diye bir gerekçeyle bir devlet, vatandaşının en doğal hakkını, ne şekilde hamile kalacağının kararını verebilme özgürlüğünü nasıl elinden alabilir?
Bu en açık biçimiyle özgürlüklere vurulan bir darbedir!
Madem öyle o zaman yabancılarla evlilik de yasaklanmalı! O evliliklerden doğan çocuklarla birlikte Türk ırkı 'karışmış' oluyor işte!
Ben sağlık gerekçelerim ya da hayatın bana getirdiği çeşitli sıkıntılar neticesinde böyle bir karar alıyorsam, bu sadece beni ilgilendiren bir karardır! Eğer o çocuğa iyi bakabilip büyütebileceğimi, iyi bir gelecek sağlayabileceğimi düşünüyorsam kim karışabilir buna?
Baba kavramına gelecek olursak... Ortalık çocuğunu bir köşeye atıp ilgilenmeyen babalarla dolu. Olmayan bir baba, olup da olmayan bir babadan daha iyidir.
Evet...
Sonuca gelirsek... Elbette hamile değilim. Ama bir gün buna karar verirsem ve şartlar da böyle olmasını gerektirirse buna hiç kimse karışamaz.
Bu konuda sadece aileme açıklama yapmaya borçluyum, başkalarına değil...
Burada söz konusu olan; özgürlüğün, seçme hakkının insanın elinden alınması. Ve hiç kimsenin bunu o insanın elinden almaya hakkı yoktur.

BU HAFTA GÖKYÜZÜNDE NELER OLUYOR?
21 Temmuz'da Satürn, Terazi burcuna girerek yeni bir süreci başlattı. Satürn Terazi'de yücelir. Bu yüzden gezegenin olumlu özellikleri ortaya çıkacaktır. Bu dönemde diplomasi, adalet kavramları ve eşitlikler testten geçecek. 
Ağustosun ilk haftasında öyle olaylarla karşılaşacağız ki sabrımızın taşıp patlama noktasına geldiğimizi hissedebiliriz. Ama evrenin amacı da tam olarak bu! Diplomasi ve adalet kavramlarıyla yüzleşin diye karşınıza öyle olaylar çıkaracak ki!
Bu noktada sakin, soğukkanlı, dikkatli ve diplomatik davranıp elimizi vicdanımıza koyup hareket etmemiz gerekecek.
Politik arenada da diplomasi sınanacak. Politikadaki gelişmeleri izleyin, izlerini göreceksiniz.
Bu dönemde dürüst ve adil olan kazanacak.
Şunu çok iyi anlayacağız; kendi arzu ve isteklerimizi gerçekleştirirken başkalarının arzu, istek ve ihtiyaçlarını göz ardı ettiğimizde kendi istediklerimize de ulaşamayacağız.
Herkese önümüzdeki hafta görüşünceye kadar sabır, sükunet ve olayları net görebilecek temiz bir algı diliyorum...

Can sIkIntIsI mI mutsuzluk mu?
Birkaç günden beri içimde bir mutsuzluk peydahlandı. Geceleri uykusuz bırakan, yaptığım şeyden zevk almamama neden olan bir mutsuzluk.
İçimden oturduğum koltuktan kalkıp diğer koltuğa bile geçmek gelmiyor. Ruhum daralıyor, ölecekmişim gibi hissediyorum.
Baktım olacak gibi değil, yakın bir arkadaşımı arayıp ona gittim. Başladım anlatmaya, mutsuzum da mutsuzum diye.
'Neden' diye sordu. 'Neden mutsuzsun peki?'
Durdum bir anda. Cevap veremedim. Bilmiyordum ki neden mutsuz olduğumu. Bir sürü şey saydım, döktüm ama hepsi saçma sapan nedenlerdi. Ağzımdan dökülünce anladım.
Arkadaşım bana dönüp şöyle dedi;
'Mutsuzlukla can sıkıntısını karıştırma!'
Bir anda bir şimşek çaktı beynimde. 'Evet' dedim, mutsuzluk değil bu, can sıkıntısı... O kadar çok canım sıkılıyor ki bunun mutsuzluk olduğunu zannetmeye başladım.
Sonra eve dönüp kalemi ve kağıdı çıkardım. Başladım yazmaya, mutlu olmamı gerektirecek nedenlerimi... Bittiği zaman kağıda şaşkınlıkla baktım. Hayal ettiğim ne varsa yapıyordum işte! Bir de onlara ulaşmış olmanın şımarıklığıyla mutsuzum diyordum! Ne büyük şımarıklık! Ne büyük kendini bilmezlik!
Gerçekten büyük sorunlar yaşayan, ertesi günü görüp göremeyeceğini bilmeyen insanlar varken bu nasıl bir küstahlıktı?
Size tavsiyem hemen       kalemi-kağıdı çıkarıp bir liste hazırlamanız. Hayatınızda olan güzel şeylerin hepsini yazın. Hiçbir şey bulamıyorsanız o yazıyı yazdığınız elleriniz için mutlu olun! Çünkü sizin o sırada yapabildiğiniz şeyi yapmak en büyük hayali olan ama bunu yapamayan binlerce insan var.
Emin olun listeniz bittiğinde kendinizi çok iyi hissedecek, içinizden yükselen şükran duygusunun önüne geçemeyeceksiniz.
Ben de hayatımda olan her şey için, bana verdikleri için Tanrı'ya teşekkür ediyorum...
Can sıkıntısına gelince...
Hep aynı şeyleri yapmaktan oluşmuş bu durumla başa çıkmak için tatile gitmeye karar verdim. Ve bir de bugüne kadar yapmadığım, ertelediğim ne varsa yapıp öldüreceğim o can sıkıntısını...

TATİL PLANLARIM
1-Son zamanlarda bozulan uyku düzenimi yeniden rayına oturtacağım. 
2-Birikmiş, okunmak için bekleyen kitaplarımı okuyacağım.
3-Kendime yanmamak ve beyazlığımı kaybetmemek için kocaman bir şapkayla 60 üstü koruma faktörlü kremler alacağım.
4-Biri özel, biri iş, iki adet telefonumun ikisini de kapatıp huzura ereceğim.
5-Tatil boyunca bütün kış evde dinlediğim Bach ve Haydn'ın konçertolarını değil, daha çok etnik müzikler dinleyeceğim.
6-Karpuz-peynir ikilisine 'abanacağım'.
7-Yeni aldığım fotoğraf makinesinin hakkını vereceğim. Andy Warhol tarzı siyah-beyaz resimler çekeceğim.
8-Erken uyanıp en az bir saat kendi kendime kalıp içimdeki sesi dinlerken güneşin doğuşunu izleyeceğim. Bu esnada biraz da yazı yazacağım.
9-Genç kalmanın en  önemli sırlarından biri olan öğlen uykusu ritüelimi burada da devam ettireceğim.
10-Bugüne kadar denemediğim en az bir su sporunu yapmayı deneyeceğim ve hemen pes etmeyeceğim.

Başak Sayan İletişim

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Başak Sayan Sosyal Medya